Bu yazımda yaşamınızı dönüştürecek, sizleri fiziksel ve ruhsal olarak 6 ay gibi kısa bir sürede 15 yaş gençleştirecek önemli öğretiler paylaşacağım. Yıllar önce (2011 yılında) yakın bir arkadaşım sayesinde hayatıma giren “Tibet’in Gençlik Pınarı” (İkinci Kitap – Peter Kelder); herkesin başucunda mutlaka bulundurması gereken bir kitap. Sizlere bu kitabı okuyanların ve öğretilerin neler olduğundan ve uygulayanların hayatındaki değişimden bahsedeceğim.
Ellili yaşlarını çoktan geçmiş olan arkadaşımı her gördüğümde, saçındaki beyazların azalışını ve saç renginin koyulaştığını gözlemliyordum. Yaşının çok altında fiziksel bir görünümü daha belirgin olmaya başlamıştı. Bunun için özel bir şey yapıp yapmadığını sorduğumda bana “Tibet’in Gençlik Pınarı” İkinci Kitap’ı önermiş, bir sonraki buluşmamızda bana bu kitabı hediye etmişti.
“Bu kitaptaki öğretileri disiplinle uygularsan çok faydasını göreceksin. Her sabah bu kitaptaki 5 hareketi (Tibet 5 – Five) yapıyorum ve buradaki beslenme önerilerini uyguluyorum. Tek yaptığım bu. Yoğun bir iş yaşamım var. Spora ya da yogaya uzun süreli vakit ayıramıyorum. Bu hareketler sadece 10 dakikamı alıyor. 6 ay içinde kan değerlerim değişti, kolestrolüm düştü. Bunu önerdiğim bir çok kişi ciddiye almadı. Uygulayanlar ise büyük etkiyi gördüler.” dedi.
Kitabı heyecanla, zaman kaybetmeden okumaya başladım.
Bu kitap, Uzak Doğu bilgeliğini içinde barındıran, insanı insan yapan öğretileriyle yaşamımıza dokunan, sabır ve disiplinle uyguladığımızda da yaşamımızı değiştiren bilgiler içermektedir.
Tibetin Gençlik Pınarı 2. Kitap (Peter Kelder) Bilim adamlarının Uzak Doğu bilgeliğine duyduğu merakla ortaya çıkmıştır. Bir kaç cesur gezgin; Tibetli rahiplerin uzun ve sağlıklı yaşamlarının sırrını bulmak için Tibet’in yolunu tutmuş, bu kitap böyle bir araştırmanın sonucunda doğmuştur.
Tibetli Rahipler uzun ve sağlıklı yaşamak için neler yapmışlardı?
İlk üzerlerinde durdukları konu, tüm bedendeki tıkanıklıkları açan, anlatılan deneyimlere bakıldığında bir çok hastalığın şifalanmasına vesile olan, binlerce yıllık tıp bilgisi ve kadim öğretiye dayanan beş temel yoga hareketiydi.
Beş Ayin (Tibet 5 – Beş Mucizevi Yoga Hareketi) ve Uzun Yaşama Egzersizleri
Bu 5 hareket, düzenli uygulayan bir insanın üzerinde belirgin gençleştirici etkiye sahiptir. Bedende ve ruhta büyük bir enerji ve canlılık sağlar.
Kitabın iddiası; bu beş hareketi düzenli olarak 6 ay yaptığınızda ve beslenme önerilerini uyguladığınızda bedeninizde 15 yaş gençleşmenin belirgin olarak hissedileceğidir.
Tibet’in Gençlik Pınarı’nda sunulan Beş Hareket ( 5 Tibet Ayin- Tibet Five) Hatha Yoga duruşlarının değişikliğe uğramış hali olarak tanımlanabilir. Beş Ayin ve Hatha Yoga, insan bedeni ve bedenin nasıl çalıştığı konusunda benzer bir anlayış üzerine kuruludur.
Uygulanışı şöyledir:
Beş hareketi (Beş Ayin, Tibet Five) ilk hafta 3 adet tekrar olacak şekilde uygulayın. Ardından, 9 hafta boyunca her hafta, her hareketin tekrar sayısına 2 tekrar ekleyin. Dokuz haftanın sonunda , her hareketi 21 kez tekrarlıyor olacaksınız.
Tavsiye edilen, Beş Hareketin sabahları uygulanmasıdır. Bu sayede çalışmanın yararlı etkilerini gün boyunca hissedersiniz. Eğer isterseniz; sabah ve akşam olacak şekilde günde iki kez de uygulayabilirsiniz. Ancak arzu edilen sonuçlara ulaşmak için 21’den daha fazla tekrarlamanıza gerek yoktur.
Bu hareketlerin her birini üçer kez uygulamak iki dakikanızı alacaktır. Bahanelerin arkasına sığınmadan disiplinle hareketleri uygulamalıyız.
Harekete başladığınızda dolaşım canlanacağı için, güçlü bir toksinden arınma etkisine yol açabilirler. İdrarınızın koyu bir renk aldığını ve güçlü bir kokusu olduğunu fark edebilirsiniz. İdrarınızı yaparken hafif bir ağrı ya da yanma da hissedebilirsiniz. Kadınlar vajinal bir enfeksiyon ve koku belirtisi gösterebilirler. Terinizin kokusunda hoşa gitmeyen bir değişiklik ya da derinizde hafif kızarıklıklar oluştuğunu farkedebilirsiniz. Hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanabilir ya da eklemlerinizde bir rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bu belirtiler normal ve geçici belirtilerdir. Bunlar organlarınızda, eklemlerinizde ve mukus zarlarında biriken ve bedenin dışına atılmaya başlayan zehirler ve kirlerdir.
Tibet Five sayesinde büyük fiziksel ve ruhsal değişiminizi farkedecek, bu zehir ve kirlerden arınacaksınız.
Normalde içtiğinizden daha fazla su içmek sisteminizin temizlenmesi, toksinlerden arınma sürecinizin hızlanmasına yardımcı olur.
Bu beş hareket binlerce yıllık tıp ve kadim bilgiye dayanan yoga hareketleridir. Ancak uzun saatler yoga yapacak vakti olmayanlar için Yoganın bir özeti gibidir. Çok az vakit harcayarak büyük bir değişim yaratır.
Beslenme düzeninizdeki birtakım değişiklikler de bu değişime katkı sağlayacaktır. Süt ve süt ürünleri, sığır ve domuz eti, şeker, ekmek, kahve ve kafein içeren diğer maddelerin tüketimini aza indirin ya da tümüyle kaldırın. Eğer sigara içiyorsanız yarıya indirmek yardımcı olacaktır.
Beş Hareket’i (Beş Ayin) uygulamak sigarayı tümüyle bırakmanız için de harika bir fırsattır.
Yoga ile ilgili kısa bir hatırlatma faydalı olacaktır. Yoga bir din değildir. Kişinin bedenini, zihnini ve ruhunu birleştirmesine yarayan eski bir bilimdir; yoga sözcüğü “Birlik” anlamına gelir. Yoga duruşları bedeni iyileştirmek ve gençleştirmek, güçlü duyguları sakinleştirmek, zihni sakinleştirmek ve zihni berrak hale getirmek için geliştirilmiştir. Yoganın temelini oluşturan asıl şeyin meditasyon olduğu kabul edilir (Yoga Mucizesi).
Meditasyon yapmak sessiz, sakin olmak ve farkındalığı artırmak için bilinçli bir çaba göstermektir.
Beş Ayin’i uygulamaya başlamadan önce, bilmeniz gereken bazı önemli noktalar şunlardır:
Kitabın iddiası; bu beş hareketi düzenli olarak 6 ay yaptığınızda ve beslenme önerilerini uyguladığınızda bedeninizde 15 yaş gençleşmenin belirgin olarak hissedileceğidir.
Tibet’in 5 Hareketi ( Tibet Five) yaşamıma girdiğinden itibaren; bedenim canlandı, enerjim arttı, daha sakin hoşgörülü bir insana dönüştüm. Yoga ile Tibet’in Gençlik Pınarı ve beş hareket sayesinde tanıştım.
Kitapta, Beş Ayin (Tibet Five) ile ilgili herkesin farklı deneyimleri olduğu ancak sonuçların aynı olduğundan bahsedilmektedir. Beş Ayin (Tibet Five) yenilenmiş sağlık, canlılık, enerjiye yol açar ve onları düzenli olarak uygulayan kişilerde bir iyilik duygusuna neden olur.
Kitapta, deneyimlerden bahsedilmiştir. Artrittten, dolaşım bozukluğuna, Ankilozan Spondalit’e kadar, yaşlılığa sebep olan bir çok hastalığın nasıl iyileştiği kişilerin ağzından anlatılmaktadır. Detaylarını öğrenmek için kitabı edinebilirsiniz.
Kİtabı sizlere özetlemeye çalıştım. Bu beş hareketin ve beslenme önerilerinin bana sağladığı gençlik ve canlılık duygusunu sizlerle de deneyimleyebilirsiniz. Hayatınıza enerji katmak ve gençlik pınarından içmek için bu hareketlere bir şans verin! Aşağıda Tibet’in Gençlik Pınarı’ndaki Beslenme konusuyla ilgili önemli bilgilere değindim. Sizler için faydalı olacağını düşünüyorum.
Beslenme
Üzerinde durdukları ikinci konu “Beslenme” konusuydu. Her öğünde yenen besin miktarının ve besin çeşidinin azaltılmasının önemi üzerinde durulmaktaydı. Her besinin sindirim süreleri farklıydı. Kuru fasulye, pilav ya da meyve yenecekse; bunların her biri ayrı ayrı zaman dilimlerinde yenmeliydi. Bazı besinlerin birbirine karışmaması büyük önem taşıyordu.
Öncelikle basit bir kaç öneri sıralanmıştı. Bunlar Amerikan Doğal Sağlık Ekolünün de onayladığı prensiplerdi;
Yiyeceklerinizi mantıklı bir şekilde bağdaştırın (Detaylı bahsedeceğim).
Temiz hava soluyun (Nefes egzersizlerini hayatımıza dahil etmek).
Bedeniniz mümkün olduğunca, her gün orta dereceli güneş ışığı ile temas etsin. Ancak asla güneşin altına yatmayın.
Susadıkça saf, katıksız su için.
Her gün dinlenin, en az 8 saat uyuyun.
Haftada 3 kez en azından 20’şer dakikalık beden egzersizleri yapın (Gün aşırı yapılacak yarım saatlik tempolu bir yürüyüşün, herşeyi içine alan bir egzersiz olduğunda herkes hemfikir).
Bedenizi temiz tutun.
Tepkili olmaktansa duygusal ölçüyü koruyun.
Aşırı sıcaktan ve soğuktan kaçının.
İçinde yetiştiğiniz aileniz ve arkadaşlarınız ile zaman geçirin.
Herkes bu vejeteryan, çoğunlukla çiğ yiyeceklerden oluşan bir beslenme düzenini uygulamak istemeyebilir.
En iyi sindirimi sağlayacak şekilde, değişik yiyecekleri doğru dürüst bağdaştırmak için belirli kurallar geliştirilmiştir.
Besinlerin bağdaştırılması nedir?
Besinlerin bağdaştırılması, yemek sırasında farklı yiyeceklerin bir arada tüketilmesidir. Bu farklı yiyecekleri birbirine karıştırmak bir soruna neden olabilir, çünkü her tür yiyecek farklı sürelerde sindirilir.
En yoğun olan yiyecek, genellikle protein, en uzun sindirim süresini gerektirir ve mide tarafından üzerinde çalışılması gereken ilk yiyecek türüdür. Protein sindirimi saatler sürer, besin yağlıysa daha da uzun sürer.
Meyve ve sebze gibi çabuk sindirilen yiyecekler, en yoğun yiyeceğin ilk önce sindirilmesini bekleyerek, kapana kısılmış gibi, midede beklemek zorundadır. Bu işlem 8 saate kadar uzayabilir.
Beklerken, meyve, pişmiş ve çiğ sebze ve belirli nişastalar bazı çürümelere ve fermantasyona uğrarlar. Mide, bu karışık şeyi sindirmeye çabalarken, gaz, asit, hatta alkol üretir, üstelik sindirim güçlüğü çeker.
Hazmın tamamlanması için besinlerin parçalanması ve asitlerin nötralize edilmesi için minerallerin ve enzimlerin salgılanması gerekmektedir. Özetlersek; yiyecekleri bağdaştırmanın kuralları, sağlık ve sindirim açısından birlikte tüketmemiz ve tüketmememiz gereken yiyecekler ile ilgilidir.
Yanlış besin bağdaştırma hangi hastalıklara yol açıyor?
Öğünlerden sonra sindirim güçlüğü ve mide yanması hissi.
Gaz, geğirme, hiperasidite, şişkinlik, mide ekşimesi, idrar tutulması, yemekten sonra saatler süren konsantrasyon güçlüğünü sayabiliriz.
Sindirim 2 ile 8 saat ertelenebilir. Sindirim için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyulur; dolayısıyla bitkinlik, fazladan uyuma ve dinlenme gereksinimi oluşabilir. Bu, aşırı duyarlılığa, alınganlığa, depresyona, olumsuzluğa , kötümserliğe ve toksinlerin kanda dolaşımına ve bedende birikmesine neden olabilir.
Sindirim güçlüğü nedeniyle toksinlerin birikmesi üşütmelere yol açar, bağışıklık sisitemini zayıflatır, erken doğuma, cinsel dürtü ve kapasitenin kaybına neden olur. Sperm ile yumurta hücrelerini güçsüzleştirir. Kısaca, yanlış besin bağdaştırılması yaşam süresini kısaltarak fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığınızın bozulmasına yol açabilir.
Uygun besin bağdaştırılmasının faydaları nelerdir?
Sağlıkta hemen bir düzelme farkedilir. Çünkü sindirim organları üzerindeki yük azalmıştır. İyi bir sindirimin keyfini sürmeye başlandığında eski yemek alışkanlıklarına dönmek istenmeyecektir.
Beden fermante edilmiş ve toksik maddeleri daha az ürettiği için, bir çok kişi yiyecek alerjilerinin yok olduğunu görür.
Gaz sıkıntısı çekenlerde rahatlama görülür.
En önemlisi, besinlerin doğru olarak bağdaştırılması enerjiyi arttırır ve kilo vermeyi sağlar.
Besin bağdaştırma yöntemini uygulayan kişiler, haftalar geçtikçe bedenlerinden sadece suyun değil, 1,5-2 kg yağın da eksilmesinden hoşnut olurlar.
Daha iyi sindirim nedeniyle bedeniniz hücreleri temizlemek için o kadar fazla suya gereksinim duymayacak ve idrar tutulmasından dolayı şişkin olmayacaktır; siz daha zarif ve daha narin olacaksınız.
Daha az besinle doyacağınız için, günlük kalori alımınız ve dolayısıyla beden ağırlığınız düşecektir.
Besinlerinizi gerektiği gibi bağdaştırdığınızda bedeniniz sindirim için o kadar çok enerjiye gereksinim duymayacaktır. Enerji düzeyinizde fark edilir bir artış hissedeceksiniz.
Adeta yenilenmiş hissederek uyanacaksınız. Daha iyi daha canlı hissedeceksiniz ve daha az uykuya gereksinim duyacaksınız. Birbiriyle bağdaşmayan besinlerin iç savaşından uzak kalmak, bilincinize “iyilik ve mutluluk” olarak dağılacaktır.
Besinlerin bağdaştırılmasında kurallar nedir?
Yoğun bir protein ile yoğun bir nişastayı aynı öğünde yemeyin. Bu ilke olağanüstü önemlidir. Neden? Protein, mide ancak büyük miktarda asit ürettiğinde gerektiği gibi sindirilebilir. Ancak asitler, amilaz enzimini yani nişastanın doğru dürüst sindirilmesi için gerek duyulan enzimi yok ederler. Bu nedenle, protein ve nişasta aynı zamanda uygun şekilde sindirilemez.
Nişastalı ve asitli yiyecekleri aynı öğünde yemeyin.
Yoğun iki proteini aynı öğünde yemeyin. Farklı protein tipleri farklı sindirim sürelerini ve sindirime bağlı değişik salgılamaları gerektirirler. Bu da çok fazla enerji tüketmesine neden olacaktır. Öğün başına yalnızca bir çeşit protein yemek, sindirime fazladan harcanacak enerjinin biriktirilmesine yol açar ve bitkinliği önler.
Asitli meyveleri proteinlerle birlikte yemeyin. Protein sindirimi için gerekli olan pepsin enzimi, meyve asitleri de dahil olmak üzere bir çok asit tarafından yok edilir.
Yağları proteinlerle birlikte yemeyin. Yağlar, mide suyunun akışını yavaşlatır ve proteinin sindirilmesini engeller.
Nişastalı yiyecekleri şekerle birlikte yemeyin. Aksi takdirde beden öncelikle şekeri sindirmeye başlar. Şeker midede mayalanır ve nişastanın sindirimi için gerekli olan amilaz enzimini yok edecek asidi oluşturur. Kahvaltıda meyvelerle tahıl gevreği yediğinizde sindirim güçlüğü yaşamanızın nedenini artık biliyorsunuz.
Proteinleri şekerli yiyeceklerle birlikte yemeyin. Şekerler mide suyunun salgılanmasını yavaşlatarak proteinin sindirilmesini engellerler. Şekerler, proteinlerin sindirilmesini bekledikleri için sonuçta fermantasyon oluşur.
Kavunları herhangi bir yiyecekle birlikte yemeyin.
Süt ve süt ürünleri tüketmekten kaçının. Eğer bunları yemek zorundaysanız diğer herhangi bir yiyecekle bağdaştırmayın. Yalnızca küçük çocuklar yeterli miktarda sütü sindiren rennin enzimine sahiptir.
Tıbbi araştırmacılar ve fizyologlar tarafından yapılan çalışmalar, çok fazla protein tüketiminin osteoporoz, artrit ve kolon kanseri de dahil olmak üzere sağlığımızı tehdit eden bir çok hastalıkta rol oynadığını kanıtlar. Et yememekle, modern et üreticilerinin hayvanları kilo almaya zorlamak için verdikleri antibiyotikler ve büyüme hormonları ile bedeninizi zehirlemeye son vereceksiniz.
Gereksinim duyduğunuz tüm proteini günde yiyeceğiniz 90-120 gr işlenmemiş, tuzlanmamış kuruyemişten alabilirsiniz. Her gün iki adet pişmiş yumurta sarısı yiyebilirsiniz.
Bedenimizin gereksinim duyduğu tüm kalsiyumu bitki esaslı bir beslenme düzeninden de alabilirsiniz. Daha çok yeşil yapraklı sebzeler, işlenmemiş kuruyemişler ve çekirdekler, tahıllar, fasulyeler, taze meyve ve sebzeler (örneğin brokoli ve çalı fasulyesi), balık (örneğin sardunya ve somon) kalsiyum için yoğunlaşmanız gereken yiyeceklerdir.
Özetlersek;
Belli bir besinden ne kadar az yenirse, bu besin için sindirim süresi o kadar az olur.
Yiyeceklerinizi ne kadar çok çiğnerseniz, sindirim o denli çabuk olur.
Besin çeşidini ne kadar sınırlı tutarsanız sindirim o kadar kolay olur.
Beş Ayin (5 hareket) ve besinlerin bağdaştırılmasını uygulayarak yıllardır olduğunuzdan daha sağlıklı ve genç hissedeceksiniz.
Web sitemizde mümkün olan en iyi deneyimi sunmak için tanımlama bilgileri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.