İlginizi çekeceğini düşündüğüm bu yazıda; hem Türk tarihinin önemli bir dönemine ait (kendimin de bir kısmına şahitlik ettiği ) bilgileri bulacak; hem de büyükbabam gibi bildiğim önemli bir şahsiyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Türk heykeltraşı Prof. Kenan Yontunç’u sizlere tanıtmış olacağım.
Prof. Kenan Yontunç
Çocukluğumda tanıdığım, bugün rahmet ve sevgiyle andığım Prof. Kenan Yontunç kimdir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün poz verdiği ilk ve tek Türk heykeltraşıdır. Aynı zamanda Atatürk’ün vasiyeti üzerine, öldükten sonra naaşından yüzünün maskının alınmasına izin verilen tek kişidir. Yüz hatlarını özel bir metotla gerçek bir kalıba dökebilen sanatçı olma özelliği taşır.
Türkiye’deki büyük Atatürk anıtları, Atatürk heykelleri onun ya da onun yetiştirdiği öğrencilerin eseridir.
İstanbulluların her gün önünden geçtiği Sarayburnu Parkı’ndaki anıt, Gülhane Parkı’ndaki, Bakırköy Meydanı’ndaki Atatürk anıtları, Şemsi Paşa anıtı eserlerinden sadece bir kaçıdır.
Annemin hayatından esinlenerek yazdığım romanda (Akdeniz Güneşi), Kenan Yontunç’la ilgili anektodlara sıklıkla yer vermiştim. Sanatçı olmanın insana nasıl geniş bir perspektif kazandırdığını, entellektüelliğin gerçek manasını onu tanıyarak edindim. “Entellektüel kaygı kavramı, bilincime onunla kazındı. Çocuk zihnimle o dönemde bunun ne kadar farkındaydım bilmiyorum. Kenan Yontunç evrensel bilinçte, kamil bir insanda olması gereken hasletleri fazlasıyla taşıyan biriydi.
Ailemiz için onun yaşamımızdan geçmiş olması büyük bir lütuftur. Onu tanıtmaktan ve ondan gelen kültürel mirası gelecek nesile aktarmaktan memnuniyet ve onur duyacağım.
Annemin özenle sakladığı gazete, dergi, jübile notlarından bazılarını sizlerle paylaşacağım.
1981 yılına ait bir dergi röportajı:
Sanat Çevresi Dergisi
ATATÜRK’ÜN POZ VERDİĞİ İLK VE TEK TÜRK HEYKELTRAŞI
Prof. Kenan Yontunç
11 Aralık Pazartesi günü öğleden sonra, Genel Müdürlük binasının 21. katındaki Kültür ve Sanat Müşavirliği’mizin kapısından bir adam rüzgar gibi içeriye girdi. Orta boylu, beyaz saçlı, koyu gözlüklü 60-70 yaşlarında “genç” bir adam. Hareketli, sağlıklı, dinç…
Kenan Yontunç!
Atatürk, sanata ve sanatçıya verdiği önemi ve değeri her fırsatta göstermiş; sanatçıdan yana olduğunu belirtmiştir.
“Cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız…” diyen Atatürk değil midir?
İşte Kenan Yontunç, Ata’nın heykeltraşı olarak tanınan bir sanatçı, Değerli okurlar… Sağlığında Atatürk’ün poz verdiği ilk ve tek Türk Heykeltraşı. Atatürk’ün pek çok heykel, büst ve maskını yapmış.
Ata’nın heykeltraşı Kenan Yontunç, bakın bu konuda neler söylüyor:
“10 Kasım’da kendisini bir kez daha andığımız Büyük Kurtarıcı Atatürk’ü yakından görmek ve o dahinin bir büstünü yapmış olmak, hayatımın en anlamlı olayıdır.
1928’de bir akşam Ankara’da kayınpederim Kazım (Sevüktekin) Paşa’nın evinde bir toplantı nedeniyle o büyük insan, bana saat 21:00’den sabahın 06:00’sına kadar aralıklı olarak poz verdiğinde hayatımın en unutulmaz gecesini yaşıyordum. Büstü bitirdikten sonra O’nun ağzından çıkan üç kelime hala kulaklarımda çınlar:
“İŞTE BU BENİM!”
Elli yıllık çalışmadan sonra, şu anda emeklilik günlerini atölyesinde heykel yaparak değerlendiren Kenan Yontunç, genç kalışının nedenini şöyle açıklıyor bizlere:
“Öncelikle sevgi… İnsana, doğaya, ağaca, kuşa… Sonra 24 saatlik yaşamda, 3 sekiz saati de ayrı ayrı yaşamak. Sistemli bir yaşam. Hiçbir şeye üzülmemek, hayatı olduğu gibi kabul etmek…”
Yeniden dünyaya gelseydi hangi mesleği seçeceğini soruyoruz Kenan Yontunç’a. Bir tek yanıtı var:
“Heykeltraş… Yeniden dünyaya gelsem, yine heykeltraş olurdum. “
70 yaşındaki “ihtiyar delikanlı” Kenan Yontunç, bankamız için de çalışmalar yapmış: Atatürk heykelleri, büstler vb…
KENAN YONTUNÇ
1904’te İstanbul’da doğmuştur. Babasının Bağdat’ta görevli bulunduğu sırada gözlerinden hastalanan ve bir İngiliz tarafından tedavi edilen küçük Kenan’ın o günlerde yaptığı çamur heykelleri gören yabancı doktor, onları ülkesine götürmüş ve özendirici sözler söylemiştir.
Pek küçük yaşta sanata yönelen Kenan Yontunç, sanat öğrenimini Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi’nde heykel bölümünde İhsan Bey ve Mahir Tomruk’un öğrencisi olarak yapmıştır. Bu okulu bitirdikten sonra bir süre liselerde öğretmenlik yapmış, daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde görevlendirilmiştir. Memuriyet yaşamının son otuz yılını burada öğretim üyeliğinde geçiren ve bu görevden emekliye ayrılan Kenan Yontunç , Atatürk büst, heykel ve anıtları ile tanınmış bir heykeltraştır.
“Bana dünyayı sevdiren, en güzel ilhamı veren Atatürk’tür. Ulusların tarihinde birçok büyük adamlar geçmişler ve sanatçılara ilham kaynağı olmuşlardır. Fakat hiçbiri fizyonomi ve fizik yapısı mükemmeliyeti açısından O’nun kadar etkin olamamıştır.”
Bu satırlar, Atatürk’ün sağlığında kendisine poz vermiş olması ile övünen değerli sanatçımızın sözleridir. Bir çok kez Atatürk’ün meclislerinde bulunmuş olan Yontunç, O’nun yüceliği, vekarı ve tüm nitelikleri ile tespit edebilme fırsatı bulmuş, heykel sanatımızda en başarılı Atatürk Heykellerini o vermiştir.
1981 Yılı Hürriyet Gazetesi Röportajı
Hürriyet’in 100. Yıl Armağanı
Kurulduğu günden bu yana, bütün yayın hayatı boyunca, Atatürk ilkelerini en köklü inançla savunan gazeteniz HÜRRİYET, Atatürk’ün 100. Doğum yılı nedeniyle, Türk Ulusuna Atatürk’ün çok değişik bir heykelini armağan etmeye karar vermişti.
Bu hazırlık, aylardır süren HÜRRİYET’in büyük kutlama programının başında yer alıyordu.
Bütün masrafları HÜRRİYET gazetesi, bağlı yan kuruluşlar ve bu kuruluşlarda çalışanların katkısıyla gerçekleşen Atatürk heykeli, İstanbul Valiliği ve Belediye Başkanlığı’nın uygun göreceği bir yere dikilecek. Heykel, Hürriyet gazetesinin Atatürkçülüğe olan inancını simgeliyor. Onun Türk milletine güvenini, milletin Atatürk’e bağlılığını ifade ediyor.
Bu heykeli, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kenan Yontunç yaptı. Prof. Yontunç, Türkiye’deki birçok Atatürk heykelinin de sanatçısıdır. Ayrıca Atatürk’ü en yakından tanıyanlardan biridir. Hatta Atatürk öldükten sonra, ilk kez maskını almayı başaran, böylece yüz hatlarını özel bir metodla gerçek bir kalıba dökebilen sanatçı olarak da ayrı bir özellik taşır.
Yontunç, HÜRRİYET için yaptığı 2,5 metrelik mermer bir kaide üzerine yerleştirilecek olan, 2,5 metrelik heykel için “Oturduğu yerden kalkmak üzere hareketle, Atatürk’ün bütün dinamizmini gösteren stilize bir çalışmadır.” diyor.
Heykelde Atatürk, sivil kıyafetlidir. Bakışları, vakurdur. “Türk, Öğün, Çalış, Güven” vecizesinin bütün anlamını taşır.
İlk defa bir eserinin üzerinde bu kadar aralıksız çalıştığını, özellikle “100. YIL ARMAĞANI” olacak nitelikte bir heykel ortaya koyabilmek için, geceli gündüzlü uğraştığını belirtiyor.
Yontunç’un Yaşam Öyküsü
İstanbul’da doğan ünlü heykeltraşın sanat hayatı, çocukluk yıllarında ilginç bir anıyla başlar…
Yıl 1916’dır… Ortaköy Rüştiye’sinde bir öğrenci, din dersinde, arka taraftaki sırasında, elindeki tebeşirin üst kısmına bir heykel oymaktadır. Durumu gören din dersi öğretmeni, hemen bu öğrencinin yanına gelir. Elinde oyulmuş tebeşir heykeli alır, diğer öğrencilere göstererek,
“Bakın, bizim dinimizde resim yapmak, heykel yapmak günahtır diye sözler edilir. Bu yanlıştır. Mısır’da, İsmail Paşa’nın meşhur kanalı açtığı için heykeli dikilmiştir. Bizim dinimizde ne resim, ne de heykel günah değildir…” der.
İşte o arka sıralarda oturan öğrenci, o gün yaptığı minik heykellere, birbirinden muhteşemlerini eklemek için, sessiz fakat iddialı bir yarışa girer. O yıl, Ortaköy Rüştiyesi’nde yaşanan bu olayın kahramanı, ünlü Türk Heykeltraş Prof. Dr. Kenan Yontunç’tur.
Hayatı boyunca yüzlerce Atatürk büstü ve birçok heykeli yapan, birbirinden güzel eserler veren Prof. Yontunç, bu yıl hayatının en mutlu yılını yaşadı. Atatürk yılı nedeniyle , çok yakından tanıdığı Ulu Önder’imizin gene birbirinden değişik heykellerini hazırladı. Bunların en muhteşemini de HÜRRİYET ‘in büyük kutlama programı için yaptı.
Prof. Yontunç, hikayesini kısaca şöyle anlatıyor:
“O din dersindeki ilginç anı, benim hayatımdaki önemli bir noktadır. Ortaköy Rüştiyesi’nden sonra, şimdiki Denizyolları’nın bulunduğu yerdeki yaptığım ilk heykeli Atatürk çok beğenmiş. Sonra beni Ankara’ya aldırdı. Halkevinde bana verilen bir atölyede sürekli çalıştım. Beni, Kazım Paşa’nın kızı Feriha Hanım’la Atatürk evlendirdi.
İlk milli eserim, Amasya’daki Karanlık Oda abidesidir. Bugün Edirne’den Kars’a kadar yurdumuzun çeşitli yerlerinde, benim yaptığım Atatürk heykellerinin gördüğü ilgi, sanatçı olarak en büyük mutluluğumdur.”
Sürekli Atatürk heykelleri yapan Prof. Yontunç;
“Onun heykelellerini yapmak bana büyük bir zevk veriyor. Atatürk heykelleri üzerinde çalışırken başka oluyorum. Anılardan bir dünya oluşuyor gözlerimin önünde. Bana söyledikleri, davranışları, üstün kişiliği, kararlılığı hep gözlerimin önünde yer alıyor. Bunları heykellerime yansıtabilmek için vargücümle çalışıyorum. İşte HÜRRİYET için yaptığım heykelde de bu özellikler ağır basar.” diyor.
BRONZ HEYKEL 1 TON 200 KİLO
HÜRRİYET’in Atatürk heykelini, Prof. Yontunç önce üçte bir oranında küçük çalışılmış şekliyle kilden hazırladı. Sonra bu orjinal alçı kalıba döküldü. Ortaya “maket” çıktı. Bu maket üzerindeki hazırlık çalışması aylarca sürdü. Heykel, üç misli büyütülerek, kalıba hazırlanan alçı kitle tamamlandı. Bu kitle, döküme hazırlık olmak üzere çeşitli bölümlere ayrıldı. Kum kalıpları alındı. Sonra bu dişi kalıplara , asıl heykeli oluşturan bronz parçalar döküldü. Bu parçalar birleştirilerek anıt-heykel ortaya çıktı. 5 metre boyundaki anıt-heykel 1 ton 200 kilodur. Zamanın koşullarına dayanıklı ve kalıcı bir nitelik taşır.
Atatürk Yılı, 5 Ocak 1981 Pazartesi günü, Ankara’daki büyük törenle açılırken, HÜRRİYET’in büyük kutlama programı da başlıyordu.
*Ulu Önderimiz Atatürk’ün anısına Hürriyet gazetesinin hazırlattığı heykelin açılış töreni 18 Mayıs 1983 Çarşamba günü saat 11:00 de Gülhane Parkı girişinde yapılmıştır.*
KENAN YONTUNÇ JÜBİLESİ
Mayıs 1983 yılında İstanbul – Maslak – Pabetland’da Prof. Kenan Yontunç jübilesini yapmıştır.
Sergisini gezen bürokrat, sanatçı, öğrenci ve her meslekten katılımcının duygu ve düşüncelerini içtenlikle dile getirdikleri anı defterini, 10.05.1983 tarihinde, ilk sayfasına “Kızım Semra’ya (anneme) ithaf ediyorum” yazarak hediye etmiştir.